Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi içinde bulunan ülkemizde, planlama çalışmaları bu güne kadar ülke ve bölgeler düzeyinde hazırlanmakta iken, bundan böyle il düzeyinde de gelişme planları hazırlanması politikası benimsenerek, bunun ilk uygulaması Bakanlar Kurulunun Kararıyla, 2001 yılı başlarında Bolu ve Düzce illerinde başlatılmıştır.
İl düzeyinde hazırlanacak planlama raporunda, doğal afetlere ve çevreye duyarlı mekansal gelişmenin nasıl gerçekleştirilebileceğinin ortaya konulması temel amaçlar arasında yer almaktadır. Ayrıca genel olarak il düzeyindeki planlamadan yerel potansiyellerin, yerel kaynakların ve yerel sorunların envanterlerinin hazırlanması ve bunların en etkili şekilde değerlendirilerek, her alanda gelişmenin hızlandırılmasına katkı sağlayacak fikirler üretilmesi beklenmektedir.
Çevre ve Mekansal Gelişme Sektörü, Bolu ilinin bugünkü ve potansiyel çevre sorunları ile mekan (arazi) kullanımının bugünkü durumu hakkında bilgi toplama; bunların analizlerini yapma; bu analizlerden gelişmeye katkı sağlayacak politika ve senaryolar üretme sorumluluklarını üstlenmiştir.
Yapılan çalışmalarda, öncelikle mevcut durumla ilgili bilgi arşivlerimizin hem nicelik, hem de nitelik bakımlarından yetersiz olduğu görülmüştür. Bilgi alt yapısının yetersiz oluşu yanında, Coğrafi Bilgi Sistemi ve Uzaktan Algılama gibi, Bilgisayar ve Uzay Çağının modern tekniklerinden yararlanılmasını sağlayacak özelliklerde olmayışı da, başka önemli bir eksikliktir. Bazı illerde coğrafi bilgi sistemi kurulması yönünde çoğu başlangıç aşamasında çabalar varsa da, resmi ve özel sektörün bilgi alt yapısındaki sistemsizlikler ve eksiklikler, bu aşamada söz konusu yöntemlerden gereği gibi yararlanılmasına olanak tanımamaktadır.
Ülkemizde ilk kez il düzeyinde hazırlanan gelişme planlarında, mevcut durum bilgilerinin nicelik ve nitelik yönündeki eksiklikleri, doğal olarak raporlara da yansımıştır. Oysa bilgi alt yapısındaki doğruluk, düzenlilik ve süreklilik başarılı planlamanın temelini oluşturmaktadır.. Bu saptama bundan böyle bütün resmi ve özel sektör kuruluşlarına varlıkları, kadroları, çalışmaları ve sorunları ile ilgili her türlü bilgi kayıtlarını, Devletçe belirlenecek standartlara ve bilgisayar ortamında analiz etmeye uygun formatlarda hazırlayıp, arşivleme zorunluluğu getirilmesi gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Böyle bir uygulamanın esasları ve formatları Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet İstatistik Enstitüsü, ilgili Bakanlıklar ve Üniversiteler arasındaki işbirliği ile hazırlanabilir ve aylık, üç aylık ve yıllık Çalışma Raporları biçiminde, tüm mal ve hizmet üreten resmi ve özel kurumlarca kullanılması zorunlu hale getirilebilir. İl (ve ilçe) yıllıklarına da bu anlamda bir standart getirilmesi ve yıllıkların her yıl yenilenip basılması, söz konusu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir.
Veri kayıtlarındaki yetersizliğin bir başka yönü de aynı konuya ilişkin değişik kamu kuruluşlarındaki envanter rakamlarının birbirini tutmamasıdır. Örneğin bir ilde ilçe alanlarının genişlikleri, köy ve bağlı sayıları, ortalama yağış ve sıcaklık değerleri gibi pek çok konuda, değişik il müdürlüklerinden alınan rakamlar birbirini tutmamaktadır. Bu durum hem bilgi kayıt sisteminin geçerliliğini tartışılır hale getirmekte, hem de kurumlar arasında eşgüdüm yetersizliğini ortaya çıkarmaktadır. Geliştirilecek modern envanter sisteminin bu sorunu ortadan kaldırması gerekir.
Bilgi kayıtlarının geliştirilmesi için sadece biçimsel standartlar getirilmesi yeterli olmaz. İçeriklerin sağlıklı olması, kurumlar arasındaki tutarsızlıkların ortadan kaldırılması ve bilgi kayıt ve arşivleme sürekliliğinin sağlanması gerekir.
|